Saalii isimli kurbaadan devam edip, değişimi de görmek amacı ile yine mandheling ile yürüyelim dedim bu akşam.
Kaynayan çaydanlığı kenara alıp, demleme sıcaklığına gelmesini beklerken çekirdeği öğüttüm, frenç prese aldım öğütülen kahveyi. Görece sıcak su kullandığım için hiç ısıtmam frenç presi. Ama araya başka şeyler girince bizim 2 dakikalık soğuma süresi oldu 5-6 dakika. Olsun dedim, dert değil, kapak var üstünde, bi şey olmaz. İyi de oldu, suyu prese döküp üstünü kapattıktan sonra bi iki dakika uzatırız süreyi diye düşünürken gene araya giren goygoy sebebi ile bizim demleme süresi 12 dakikalara uzadı. Ona da olsun dedim, suyu fazla soğuttuk, pres de soğuktu, dert olmaz. İyi oldu sürenin uzadığı. Aldım kaveyi bardağa...
Vay arkadaş. Saalii, hangi pirenses öptü seni? olmaz böyle bir şey. Dün pis pis kokan meşe odunu bu gün, az floral, biraz meyvemsi, görece asidik bir kahveye dönmüş. 1 günde olacak iş mi? Dedim suyun sıcaklığı ve demleme ile ilgili ama bir mandhelingin o hale gelmesine imkan yok. Ama gelmiş. Hemi de bir günde.
Evet, bu hikayeden çıkarılacak ders nedir çocuklar?
Eeeer kuşun eti... Yok o değildi. O Ata'nın hikayesinde.
Kimi kuşlar bazan salaklanıp mandheling diye sidamo paketine saldırabiliyor

.
Mesele o değil de, bunun farkına 2 saat sonra varmak... O pek komik değil benim açımdan